III. Emeğin Üretkenliği ve Yoğunluğu Değişiyor. İşgünü Uzunluğu Değişiyor

Karl Marx
İşgünü iki şekilde değişebilir: uzatılabilir ya da kısaltılabilir. Elimizdeki verilerden ve önceki bölümde [orjinal kitapta 531. sayfada] yapılan varsayımların sınırları içerisinde aşağıdaki yasaları elde edeceğiz:

(1.) İşgünü, uzunluğu ile orantılı olarak, daha büyük ya da daha küçük miktarda değer yaratır; böylece bu, değişmeyen değil, değişen bir değer miktarıdır.

(2.) Artı-değerin büyüklüğü ile emek-gücünün değeri arasındaki ilişkideki her değişiklik, artı-emeğin ve dolayısıyla artı-değerin mutlak büyüklüğündeki bir değişiklikten ileri gelir.

(3.) Emek-gücünün mutlak değeri, ancak, artı-emeğin uzatılmasıyla emek-gücünün yıpranması ve aşınması üzerinde yapılan bir tepkinin sonucu olarak değişebilir. Bu nedenle, bu mutlak değerdeki, her değişiklik, artı-değerin büyüklüğündeki değişmenin bir nedeni değil, bir sonucudur.

Biz, işgününün kısaltıldığı durumla konuya giriyoruz.

(1.) Yukarda belirtilen koşullar altında işgününde yapılan bir kısaltma, emek-gücü değeri ve onunla birlikte gerekli emek-zamanında bir değişiklik yapmaz. Bu, artı-emek ile artı-değeri azaltır. Bu sonuncunun mutlak büyüklüğü ile birlikte nispi büyüklüğü, yani bunun emek-gücünün aynı kalan değer büyüklüğüne oranla büyüklüğü de düşer. Ancak, emek-gücünün fiyatını, değerinin altına düşürmek suretiyle, kapitalist, kendisini zarardan kurtarabilir.

İşgününün kısaltılmasına karşı her zaman öne sürülen bütün itirazlar, bunun, bizim burada varolduğunu varsaydığımız koşullar altında gerçekleştiğini kabul eder, oysa gerçekte durum bunun tam tersidir: emeğin üretkenliği ile yoğunluğundaki değişmeler, işgününde yapılan bir kısaltmadan ya önce ya da hemen sonra görülür.[15]

(2.) İşgününün uzatılması. Diyelim, gerekli emek-zamanı 6 saat, ya da emek-gücü değeri 3 şilin olsun; aynı şekilde artı-emek 6 saat ya da artı-değer 3 şilin olsun. Bu durumda işgününün tümü 12 saattir ve 6 şilinlik bir değerde somutlaşmıştır. Şimdi, eğer işgünü 2 saat uzatılır ve emek-gücünün fiyatı aynı kalırsa, artı-değer, hem mutlak, hem de nispi olarak artar. Emek-gücünün değerinde mutlak bir değişiklik olmamakla birlikte, nispi bir düşüş gösterir. I.'de varsayılan koşullar altında, emek-gücünün nispi değer büyüklüğü, bunun mutlak büyüklüğünde bir değişme olmadan değişemiyordu. Burada, tersine, emek-gücünün değerindeki nispi büyüklük değişmesi, artı-değerin mutlak büyüklüğündeki bir değişmenin sonucudur.

Bir günlük emeğin içinde somutlaştığı değer, o günün uzunluğu ile birlikte arttığına göre, artı-değer ile emek-gücünün fiyatının da aynı zamanda ya eşit ya da eşit olmayan miktarlarda yükselebileceği açıktır. Bu eşzamanlı artış, o halde iki durumda olabilir: birisi, işgününün fiilen uzatılması; diğeri, böyle bir uzatma olmaksızın, emeğin yoğunluğunda bir artma olması ile.

İşgününün uzatılması halinde, emek-gücünün fiyatı, bu fiyat nominal olarak değişmediği ve hatta yükseldiği halde, değerinin altına düşebilir. Emek-gücünün günlük değeri, anımsanacağı üzere, normal ortalama süresi ya da işçiler arasındaki normal yaşam süresi ile, bedensel bakımdan oluşmuş maddesine tekabül edecek bir insan yapısına uygun düşecek şekilde, harekete dönüşümü ile ölçülür.[16] Uzatılan bir işgününün kaçınılmaz bir sonucu olarak, emek-gücünün fazla yıpranmaması, bir noktaya kadar, daha yüksek bir ücret ödenerek telafi edilebilir. Ama bu noktadan sonra yıpranma ve aşınma, geometrik dizi halinde artar ve emek-gücünün normal olarak yeniden-üretimi ve görevini yerine getirmesi için gerekli koşullar altüst olur. Emek-gücünün fiyatı ile sömürülme derecesi, ortak bir ölçü ile ölçülebilir miktarlar olmaktan çıkarlar.