1. Değer-Biçiminin Değişmiş Niteliği

Karl Marx
Bütün metalar, artık değerlerini, (1) tek bir meta ile olduğu için, basit bir biçimde; (2) bir ve aynı meta ile olduğu için birlik halinde ifade etmektedirler. Bu değer-biçimi, hepsi için aynı ve basit olduğundan geneldir.

A ve B biçimleri, ancak bir metaın değerini, onun kullanım-değerinden ya da maddi biçiminden farklı bir şey olarak ifade etmek için uygundu.

Birinci biçim A, şöyle denklemler verir: 1 ceket = 20 yarda keten bezi, 10 libre çay = ½ ton demir. Burada ceketin değeri, keten bezine, çayın değeri demire eşitlenmiştir. Ama önce keten bezine eşitlemek ve tekrar demire eşitlemek, keten bezi ile demirin farklı olduğu kadar farklı şeylerdir. Bu biçim, açıktır ki, pratikte,. ancak emek ürünleri raslansal ve gelişigüzel değişimlerle metalara dönüştüklerinde, ilk başlangıçta olur.

İkinci biçim B, bir metaın değerini onun kullanım-değerinden, ilk birincisinden daha uygun bir tarzda ayırdeder; çünkü burada ceketin değeri, mümkün olan bütün biçimler altında ceketin maddi biçimine karşıt olarak konmuştur; keten bezine, demire, çaya, kısacası kendisi dışında, ceket dışında, her şeye eşitlenmiştir. Öte yandan, hepsinde ortak herhangi bir genel değer ifadiesi, doğrudan dıştalanmıştır; çünkü, her metaın değer denkleminde, bütün öteki metalar şimdi, yalnızca eşdeğerler biçiminde görülür. Genişlemiş değer-biçiminin ilk kez gerçek olarak ortaya çıkışı, özel bir emek ürününün, diyelim sığır sürüsünün artık istisnai değil de olağan bir biçimde, öteki çeşitli metalar ile değişilmeye başlanması ile olur.

Üçüncü ve son olarak gelişmiş biçim, bütün metalar dünyasındaki değerleri, bu amaç için seçilmiş tek bir meta ile, yani keten bezi ile ifade eder ve böylece bunların değerlerini, bize, keten bezi ile eşitliği aracılığıyla bildirir. Şimdi artık her metaın değeri ketene eşitlenmekle, yalnızca kendi kullanım-değerinden ayrılmakla kalmaz, genellikle bütün öteki kullanım-değerlerinden de farklılaştırılmış olur ve işte bu nedenle bütün metalarda ortak olan bir şeyle ifade edilir. Bu biçim ile metalar, ilk kez birbirleriyle değer olarak ilişki içerisine sokulmuştur, ya da değişim-değeri görünüşüne bürünmüşlerdir.

İlk iki biçim, her metaın değerini, ya farklı türden tek bir meta ile ya da böyle birçok metaın bir dizisi ile ifade eder. Her iki durumda da, kendi değeri için bir ifade bulması, sözgelişi, her metaın özel işiydi ve bunu ötekilerin yardımı olmaksızın yapıyordu. Bu ötekiler, ilkine göre pasif eşdeğer rolünde idiler. Değerin genel biçimi C, tüm meta aleminin ortak hareketinden, bir tek bundan kaynaklanır. Bir meta, genel değer ifadesini ancak tüm öteki metalar ile kazanır ve aynı anda bu metaların değerleri de aynı eşdeğerde ifadesini bulmuş olur; ve her yeni meta aynı yolu izlemek zorundadır. Böylece şu gerçek ortaya çıkar ki, metaların değer olarak varlığı tamamen toplumsal olduğu için, bu toplumsal varlık ancak kendi toplumsal ilişkilerinin toplamıyla ifade edilebilir ve bunun sonucu olarak, değerlerinin biçiminin toplumsal olarak kabul edilen bir biçim olmasi zorunludur.
Keten bezine eşitlenen bütün metalar, şimdi artık yalnızca genel değerler olmaları yönünden nitelikçe eşit olmakla kalmazlar, aynı zamanda büyüklükleri karşılaştırılabilir duruma gelirler. Değerlerinin büyüklüğü bir ve aynı maddeyle, keten beziyle ifade edilmekle, bu büyüklükler de birbirleri ile karşılaştırılabilirler. Örneğin, 10 libre çay = 20 yarda keten bezi, ve 40 libre kahve = 20 yarda keten bezi olursa, 10 libre çay = 40 libre kahve olur. Şöyle de söyleyebiliriz, 1 libre kahvede, 1 libre çayda bulunanın ancak 1/4'ü kadar değer özü —emek— vardır.

Tüm metalar âlemini kapsayan nispi değerin genel biçimi, geri kalanların içinden seçilip ayrılan ve kendisine eşdeğer rolü verilen tek bir metaı —burada keten bezini—, evrensel eşdeğer haline getirir. Keten bezinin maddi biçimi, şimdi artık, bütün metaların değerlerinde ortak bir biçime bürünmüştür; ve bunun için de hepsiyle ve her biriyle değişilebilir duruma gelmiştir. Keten bezinin maddesi, her türlü insan emeğinin görülür duruma gelmesi, toplumsal kozası durumuna gelmesidir. Belli bir mal, keten bezi üreten belli özel bireyin emeği olan dokumacılık, sonuçta, toplumsal bir niteliğe, bütün öteki türden emeklerle eşit bir niteliğe bürünmüş oluyor. Genel değer-biçimini meydana getiren sayısız denklemler, keten bezinde somutlaşan emeği, öteki bütün metalarda somutlaşanlara eşit kılıyor ve böylece dokumacılığı, ayırdedilmemiş insan emeğini, genel görünüm biçimi haline sokuyor. Bu yolla, metaların değerlerinde gerçekleşen emek, fiili işin her türlü somut şekli ile yararlı özelliklerinden soyutlanmış bir emek olarak yalnızca olumsuz yönüyle gösterilmiş olmaz, ama olumlu niteliğinin de açıkça kendisini göstermesi saptanmış olur. Genel değer-biçimi, her türlü fiili emeği, hepsinde bulunan ortak özelliğe, yani genel insan emeği, ve insan emek-gücünün harcanması olma niteliğine indirgenmesidir.

Bütün emek ürünlerini, ayırdedilmemiş insan emeğinin donması olarak gösteren genel değer-biçimi, metalar aleminin toplumsal özeti olduğunu bizzat kendi yapısı ile gösterir. Bu biçim, sonuç olarak, açıkça ortaya koymaktadır ki, metalar aleminde her emeğin sahip olduğu niteliğin insan emeği olması, onun özgül toplumsal niteliğini meydana getirmektedir.