(f) İrlanda

Karl Marx
Bu kesimi tamamlarken, İrlanda'ya kısa bir yolculuk yapmamız gerekir. Önce, bu konudaki başlıca gerçekler:

İrlanda nüfusu 1841'de 8.222.664'e ulaştı; 1861'de 6.623.985'e, 1861'de 5.850.309'a ve 1866'da 5,5 milyona, yani neredeyse 1801 düzeyine indi. Bu azalma, 1846 kıtlığı ile başladığı ve böylece İrlanda yirmi yıldan az bir zamanda nüfusunun 5/16'sınden fazlasını yitirdi.[190] Göçedenlerin toplam sayısı, 1851 Mayısı ile 1865 Temmuzuna kadar 1.591.487 kişiydi: 1861-1865 yılları arasındaki toplam göç, yarım milyonu aşıyordu. Oturulan evlerin sayısı, 1851-1861 arasında 52.990 kadar azaldı. Gene 1851-1861 arasında, 15-30 acre büyüklüğünde kira ile tutulan çiftliklerin sayısı 61.000, 30 acre'dan büyük olanlarınki 109.000 kadar arttı; oysa bütün çiftliklerin toplam sayısı, 120.000'e düştü. Bu düşüşün nedeni, demek ki, 15 acre'dan küçük çiftliklerin ortadan kalkması, yani bunların merkezileşmesiydi.

A TABLOSU

ÇİFTLİK HAYVANLARI
ATLARSIĞIRLAR
YılllarToplamAzalışToplamAzalışArtış
1860619.8113.96.374
1861614.2325.5793.471.688134.686
1862602.89411.3383.254.890216.798
1863579.97822.9163.144.231110.659
1864562.15817.8203.262.294118.063
1865547.86714.2913.493.414231.120

KOYUNLARDOMUZLAR
YıllarToplamAzalışArtışToplamAzalışArtış
18603.542.0802.271.072
18613.556.05013.9701.102.042169.030
18623.456.13299.9181.154.32452.282
18633.308.204147.9281.067.45886.866
18643.366.94158.7371.058.4808.978
18653.688.742321.8011.299.893241.413

Nüfustaki azalışı, doğal olarak ürün kitlesindeki bir azalma izledi. Bizim için, yarım milyondan fazla insanın göç ettiği ve mutlak nüfusun 1/3 milyondan fazla azaldığı 1861-1865 dönemindeki 5 yılı incelemek yeterli olacaktır. Yukarıdaki tablodan çıkan sonuçlar:[191]

ATLARSIĞIRLARKOYUNLARDOMUZLAR
Mutlak AzalışMutlak AzalışMutlak ArtışMutlak Artış
71.944112.960146.66228.821*
* Almanca metne göre düzeltilmiştir. İngilizce metinde: atlar 72.39, sığırlar 116.626, koyunlar 146.608, domuzlar 28.819. -ç.

Şimdi de, hem insanların, hem hayvanların geçim araçlarını sağlayan tarıma bir gözatalım. Aşağıdaki tabloda, yıllık azalış ve artış, bir önceki yıla göre hesaplanmıştır. Hububat, buğday, yulaf, arpa, çavdar, bakla ve mercimeği; yeşil bitkiler, patates, şalgam, bayır turpu, pancar, lahana, havuç, kara havuç, ak burçak, vb. gibi bitkileri kapsamaktadır.

B TABLOSU

TARIM ÜRÜNLERİ EKİLEN VE OTLAK OLARAK KULLANILAN
ARAZİDEKİ ARTIŞ VE AZALIŞ
(Acre olarak)
YıllarHububatYeşil BitkilerÇayır ve YoncalarKetenToplam Ekilen Arazi
AzalışAzalışArtışAzalışArtışAzalışArtışAzalışArtış
186115.70136.97447.96919.27181.373
186272.73474.7856.6232.055138.841
1863144.71919.327.72463.922
1864122.432.317147.48687.76110.493
186572.45025.42168.97050.15928.218
1861-1865428.041108.01382.834122.850330.370

C TABLOSU

EKİLEN TOPRAKTA, ACRE BAŞINA ÜRÜNDE VE TOPLAM ÜRÜNDE, 1864 YILINA
ORANLA, 1865 YILINDA GÖRÜLEN AZALIŞ YA DA ARTIŞ [192]
Ekilen Toprak
1865
Acre Başına Ürün
1865
Toplam Ürün
Ürünler
1864
1865
Artış
Azalış
Ürünler
1864
1865
Artış
Azalış
1864
1865
1865
Artış
Azalış
Buğday
276.483
266.899
9.494
Buğday (kental)
13,3
13,0
0,3
875.782
826.783
48.999
Yulaf
1.814.886
1.745.228
69.658
Yulaf (kental)
12,1
12,3
0,2
7.826.332
7.659.727
166.605
Arpa
172.700
177.102
4.402
Arpa (kental)
15,9
14,9
1,0
761.909
732.017
29.892
Bere
Çavdar
8.894
10.091
1.197
Bere (kental)
16,4
14,8
1,6
15.160
13.989
1.171
Çavdar (kental)
8,5
10,4
1,9
12.680
18.364
5.684
Patates
1.039.724
1.066.260
26.536
Patates (ton)
4,1
3,6
0,5
4.312.388
3.865.990
446.398
Şalgam
337.355
334.212
3.143
Şalgam (ton)
10,3
9,9
0,4
3.467.659
8.301.6831
165.976
Turp
14.073
14.389
316
Turp (ton)
10,5
13,3
2,8
147.284
191.937
44.653
Lahana
31.821
33.622
1.801
Lahana (ton)
9,3
10,4
1,1
297.375
350.252
52.877
Keten
301.693
251.433
50.260
Keten (stone)*
34,2
25,2
9,0
64.506
39.561
24.945
Ot
1.609.569
1.678.493
68.924
Ot (ton)
1,6
1,8
0,2
2.607.153
3.O68.707
461.554


1865 yılında, "otlak" hanesine 127.470 acre toprak katıldı; bunun başlıca nedeni, "bataklık ve oturulmayan kıraç bölgelerin" 101.543 acre kadar bir azalma göstermesidir. Eğer 1864 ile 1865 yılları arasında bir karşılaştırma yaparsak, hububatta 246.667 quarter'lık bir azalma olduğunu görürüz; bunun 48.999'u buğday, 166.605'i yulaf, 29.892'si arpa vb.'dır. 1865'te patates ekilen topraklarda bir artış olduğu halde, bu üründe, 446.398 ton bir azalma olmuştur. [Bkz: C Tablosu.]

İrlanda'daki nüfus ve tarım ürünlerindeki hareketi gördükten sonra şimdi de, toprakbeyleriyle, büyük çiftçilerin ve sanayi kapitalistlerinin keselerindeki harekete bir gözatacağız. Bu hareketler, gelir vergisindeki yükselme ve alçalmada yansır. Şurasını da anımsatmak gerekir ki, D tablosuna (büyük çiftçilerin dışındaki karlar), "serbest meslek" karları, yani, avukat, doktor vb. gibi kimselerin gelirleri de dahildir; ayrıntıları gösterilmeyen C ve E tablolarına, memurların, subayların, rantıyelerin, devlet alacaklılarının vb. kazançları girer.

D TABLOSU


GELİR VERGİSİNE TABİ GELİRLER[193]
(Sterlin Olarak)
186018611862186318641865
A Kategorisi
Toprak rantı
12.893.82913.003.55413.398.93813.494.09113.470.70013.801.616
B Kategorisi
Çiftçi kârları
2.765.3872.773.6442.937.8992.938.8322.930.8742.946.072
D Kategorisi
Sanayi vb. kârları
4.891.6524.836.2034.858.8004.846.4974.546.1474.850.199
Toplam A-E Kategorileri22.962.88522.998.39423.597.57423.658.63123.236.29823.930.340

D tablosunda, , 1863-1864 arasında yıllık ortalama gelir artışı yalnızca 0,93 olmuştur; oysa aynı dönemde, Büyük Britanya'da, bu, 4,58'dir. Aşağıdaki tablo (büyük çiftçilerinki hariç) 1864 ile 1865 yılları için karların dağılımını gösteriyor:

E TABLOSU*


D KATEGORİSİ, İRLANDA'DA (60 STERLİNİN ÜZERİNDE)
KAR GELİRİ [194]
18641865
SterlinKişiSterlinKişi
Yillik toplam gelir4.368.61017.4674.669.97918.081
60-100 sterlin arasında yıllık gelir238.7265.015222.5754.703
Yıllık toplam gelir1.979.06611.3212.028.57112.184
Yıllık toplam gelirden kalan2.150.8181.1312.418.8331.194



Bunların bölünüşü


1.073.906
1.076.912
430.535
646.377
262.819

1.010
121
95
26
3

1.097.927
1.320.906
584.458
736.448
274.528

1.044
150
122
28
3
* Almanca metindeki rakamlara göre değiştirilmiştir. -ç.


Kapitalist üretimin tamamıyla geliştiği bir sanayi ülkesi olan İngiltere, İrlanda'nın karşılaştığı türden bir nüfus boşalmasıyla herhalde kan kaybından ölmüş olurdu. Ama halen İrlanda, hububat, yün, canlı hayvan, sanayi ve ordusu için asker sağladığı ülkeden geniş bir kanalla ayrılmış ve İngiltere'nin yalnız tarımsal bir bölgesi olmuştur.

İrlanda'daki bu nüfus azalması, toprağın büyük bir kısmını işlenemez duruma getirmiş, tarım üretimini büyük ölçüde azaltmış,[195] ve hayvancılığa ayrılan çok büyük bölgelere karşın, hayvancılığın bazı kollarında mutlak bir azalmaya, bazılarında ise sürekli gerilemelerle kesintiye uğrayan, sözü edilmeye değmeyecek ilerlemelere yolaçmıştır. Gene de, nüfustaki bu azalmayla birlikte, toprak rantları ile çiftçilerin karları —bu karlardaki yükseliş, rantlardaki kadar kararlı olmamakla. Birlikte— yükselmiştir. Bunun nedeni, kolayca anlaşılabilir. Bir yandan, küçük çiftliklerin büyüklere katılması ve ekilebilir toprakların otlak haline getirilmesiyle, toplam ürünün daha büyük bir kısmı artı-ürün haline gelmiştir. Bu artı-ürün, bir parçasını oluşturduğu toplam ürün azaldığı halde, artmıştır. Öte yandan, son 20 yılda ve özellikle bunun son on yılında İngiliz piyasasında, et, yün vb. fiyatlarının yükselmesi sonucu, bu artı-ürünün para değeri, kitlesinden daha büyük bir hızla artmıştır.

Başkalarının emeğiyle birleşerek kendi değerini artırmaksızın, üreticinin bizzat kendisine çalışma ve geçim aracı olarak hizmet eden dağınık üretim araçlarının üretici tarafından tüketilen bir ürünün meta sayılmaması gibi, bunlar da sermaye sayılmazlar. Nüfusun kitlesiyle birlikte tarımda kullanılan üretim araçları kitlesinde de bir azalma olduğu halde, bu alanda kullanılan sermaye miktarındaki büyümenin nedeni, eskiden dağınık olarak bulunan üretim araçlarının bir kısmının şimdi biraraya toplanması ve sermayeye çevrilmesidir.

İrlanda'da tarım dışında, sanayi ve ticarette kullanılan toplam sermaye, son yirmi yılda, yavaş yavaş, büyük ve sürekli dalgalanmalar göstererek birikmiştir; bu yüzden tek tek ögelerinin yoğunlaşması daha hızlı olmuştur. Bununla birlikte, sermayedeki mutlak artışın, küçük olmakla birlikte, azalan nüfusa oranla büyümesi fazla olmuştur.

Öyleyse burada, gözlerimizin önünde ve büyük ölçüde, ortodoks ekonominin, şu ünlü dogmasını desteklemek için arayıp da bulamadığı bir süreç ortaya çıkmıştır: sefalet, mutlak artı-nüfustan ileri gelir, nüfusun azalmasıyla denge yeniden kurulur. Ve bu, 14. yüzyılın ortasında görülen ve maltusçuların göklere çıkardıkları veba salgınından daha önemli bir deneydir. Yalnız işin bir de şu yanı var: eğer bu ezberci öğretmenlerin bönce yorumlarıyla, 14. yüzyılın ölçütleri, 19. yüzyılın üretim ve nüfus ilişkilerine uygulanacak olursa, veba ve beraberinde getirdiği insan kırımının, kanalın bu tarafında, İngiltere'de tarımsal nüfusun kölelikten kurtulmasını ve zenginleşmesini sağladığı halde, öte yanda, Fransa'da daha büyük bir köleliğe ve sefalete yolaçtığını bu saf kişiler farketmemişler demektir.[196]

İrlanda'daki 1846 kıtlığı, bir milyondan fazla insan öldürdü, ama bu ölenler yalnızca fakir fukaraydı. Ülkenin zenginliğine en küçük bir zararı dokunmadı. Bunu izleyen ve hala da artarak sürüp giden 20 yıllık göç, örneğin Otuz Yıl Savaşlarındaki gibi, insanlar ile birlikte üretim araçlarını da yoketmedi. İrlanda dehası, sefalet sahnesinden binlerce mil ötede yoksul halkı yeniden canlandırma konusunda hiç görülmemiş bir yol buldu. Birleşik Devletler'e yerleşen sürgünler, geride kalanlara yol masrafları için her yıl topluca paralar yolluyorlardı. Bu yıl göç eden her topluluk, ertesi yıl, ardından başka bir topluluğu sürüklüyordu. Böylece, İrlanda'ya herhangi bir harcamaya malolmak şöyle dursun, bu göçler, ihracat işlerinde karlı bir dal oluşturuyordu. Ensonu, bu, nüfusta geçici bir boşluk yaratmakla kalmayıp, her yıl doğumla yeri doldurulanlardan daha fazlasını alıp götüren, ve böylece mutlak nüfus düzeyini yıldan yıla düşüren sistemli bir süreçti.[197]

Geride kalan ve artı-nüfustan kurtulan İrlandalı emekçiler için bunun sonuçları ne olmuştu? Nispi artı-nüfus 1846'da neyse, bugün de oydu, ücretler gene öyle düşüktü, emekçiler daha da fazla eziliyorlardı ve sefalet, ülkeyi yeni yeni bunalımlara doğru itiyordu. Gerçekler çok basitti. Tarımda devrim, göçle aynı hızla yürümüştü. Nispi artı-nüfus üretimi, nüfustaki mutlak azalmadan daha hızlı ilerlemişti. C tablosuna bir gözatmak, ekilebilir toprakların otlak haline gelmesinin, İrlanda'da İngiltere'den daha hızlı olduğunu göstermektedir. İngiltere'de yeşil bitkilerin ekimi, hayvancılıkla birlikte artmakta, İrlanda'da azalmaktadır. Daha önce ekilen büyük toprak parçaları, ya boş duruyor ya da otlak haline gelmiş, eskiden yararlanılmayan çorak arazi ile turbaların büyük kısmı, hayvan yetiştiriciliğinin genişletilmesinde kullanılmaya başlanmış. Küçük ve orta çiftçiler —100 acre'dan fazla toprak işlemeyenlerin hepsini bunlar arasında sayıyorum— tüm çiftçi sayısının hala 8/10'ini oluşturmaktadır.[198] Bunlar birbiri ardına ve daha önce bilinmeyen bir güçle, büyük sermayenin yönetimindeki tarımın rekabeti altında eziliyorlar ve bu nedenle de sürekli olarak, ücretli emekçi sınıfın saflarına katılacak yeni adaylar haline geliyorlardı. İrlanda'nın tek büyük sanayi kolu olan keten manüfaktürü nispeten az yetişkin erkeğe gereksinme gösteriyor ve 1861-1866 yıllarında pamuk fiyatlarındaki yükselmeden beri genişlediği halde, nüfusun ancak pek önemsiz bir kısmına iş sağlıyordu. Diğer bütün büyük modern sanayiler gibi kendi alanında, bünyesine aldığı insan kitlesinde mutlak bir artış olduğu halde, kesintisiz dalgalanmalar gösteren, sürekli nispi artı-nüfus üretiyordu. Tarımsal nüfusun sefaleti, işçi orduları çoğunlukla ülke yüzeyine dağılmış dev gömlek fabrikalarının üzerinde yükseldiği temeli oluşturuyorlardı. Burada tekrar, yukarıda ev sanayininde anlatılan, düşük ücret ve aşırı çalıştırma yöntemiyle, emekçi fazlalığı yaratmak için bulunan sistemle karşı karşıya geliyoruz. Ensonu, burada, nüfus azalışı, kapitalist üretimin tam olarak gelişmiş olduğu bir ülkede yaratılabileceği gibi yıkıcı bir sonuç vermemekle birlikte, iç pazar üzerinde sürekli bir tepki göstermekten de geri kalmıyor. Göçün yolaçtığı boşluk, yalnız yerel emek talebini sınırlandırmakla kalmıyor, küçük esnafın, zanaatçıların ve genellikle küçük tüccarların kazançlarını da sınırlandırmış oluyor. E tablosunda, 60 ile 100 sterlin arasındaki gelirlerde görülen azalmanın nedeni de, işte bu oluyor.

İrlanda'daki tarım emekçilerinin durumu hakkında açık bir beyan, İrlanda Yoksul Yasası denetmenlerinin raporlarında (1870) bulunabilir.[199] Süngü gücü ve bazen açık, bazen gizli bir kuşatma durumu ile varlığını ancak sürdürebilen bir hükümetin memurları olarak, İngiltere'deki meslektaşlarının kaçındıkları konularda dillerine her şekilde dikkat etmek zorundadırlar. Buna karşın, gene de, hükümetlerin hayal içinde oyalanmasını istemezler. Bunlara göre, ülkede ücret oranı hala düşük olmakla birlikte, son 20 yılda yüzde 50-60 artmış bulunuyor ve şimdi haftada ortalama 6 şilin ile 9 şilin arasındadır. Ne var ki, bu görünüşteki yükselişin ardında, ücretlerde gerçek bir düşüş gizlidir, çünkü gerekli geçim araçlarının fiyatlarında bu arada meydana gelen yükselmelerle hiç bir uygunluk göstermemektedir. Bunun kanıtı, İrlanda'daki bir işevinin resmi hesaplarından alınan şu sayılardır.

ADAM BAŞINA HAFTALIK ORTALAMA GEÇİM MASRAFLARI
Yıllar
Beslenme Giderleri
Giyinme Giderleri
Toplam

29 Eylül 1849'da sona eren bir yıl

1 ş. 3¼ p.
3 p.
1 ş. 6¼ p.

29 Eylül 1869'da sona eren bir yıl

2 ş. 7 ¼ p.
6 p.
3 ş. 1¼ p.


Gerekli geçim araçlarının fiyatı, bu durumda, 20 yıl öncesine göre hemen hemen iki katı, giyecek fiyatları ise tam iki katıdır.

Bu oransızlık bir yana bırakılsa bile, yalnızca altınla ifade edilen ücret oranlarının karşılaştırılması, doğru olmaktan uzak bir sonuç verecektir. Kıtlıktan önce, tarımda, ücretlerin çoğunluğu ayni, ancak çok az bir kısmı para olarak ödenirdi; oysa bugün para olarak ödeme kuraldır. Bundan, gerçek ücret miktarı ne olursa olsun, para oranının yükselmesi gerektiği sonucu çıkar. "Kıtlıktan önce, emekçi, bir kulübe ile ... bir rood ya da yarım veya bir acre toprak ile ... patates yetiştirmek için gerekli şeylerden yararlanırdı. Domuz ve kümes hayvanı besleyebilirdi..... Şimdi ekmeğini bile satınalmak durumunda; domuz ya da tavuk besleyecek artığı olmadığı için, domuz, tavuk ya da yumurta satarak bir kazanç da sağlayamıyor."[200] Aslında eskiden, tarım emekçileri, küçük çiftçilerin en küçüğünden başka bir şey değildi ve çoğu zaman iş bulabildikleri orta ve büyük çiftliklerin bir tür artçılarıydı. Ancak 1846 felaketinden beri, tamamen ücretli emekçiler sınıfının bir parçasını, kendilerine ücret ödeyen patronlarla yalnız parasal ilişkileri oları özel bir sınıfı oluşturdular.

Bunların 1846'daki konut durumlarını biliyoruz. O zamandan beri bu koşullar daha da kötüleşti. Tarım emekçilerinin, sayıları günden güne azalan bir kısmı, hala, çiftçilerden kiralanan aşırı kalabalık kulübelerde oturuyorlar ve bunların iğrençliği, bizim daha önceden bildiğimiz İngiliz tarım emekçilerininkinden çok daha fazla. Ve bu yargı, Ulster'in bazı mahalleleri dışında, güneyde, Cork Limerick, Kilkenny vb. kontlukları, doğuda, Wicklow, Wexford, vb. İrlanda'nın orta kesiminde King's ve Queen's County, Dublin vb., batıda, Sligo, Roscommon, Mayo, Galway, vb. için genellikle geçerlidir. Bir denetmen, "tarım emekçilerinin kulübeleri" diye feryat ediyor, "hıristiyanlık ve bu ülke uygarlığı için yüzkarasıdır".[201] Bu inlerin, emekçiler bakımından çekiciliğini artırmak için, çok eski zamanlardan beri bunlara ait bulunan toprak parçalarına sistemli bir şekilde elkonuldu. "Toprakbeyleri ile bunların adamları tarafından mahkum edildikleri bu kötü davranışlar, bunun bilincine varan emekçilerde ... kendilerine bir tür aşağı ırk muamelesi yapanlara karşı ... düşmanlık ve kin duyguları yarattı."[202]

Tarımsal devrimin ilk işi, tarlalar üzerinde bulunan kulübelerin yıkılması oldu. Bu, çok geniş ölçüde ve sanki yüksek bir yerden alınan emre uyuluyormuş gibi yapıldı. Böylece emekçilerin çoğu köylerde ve kasabalarda sığınak aramak zorunda kaldılar. En kötü kenar mahallelerin tavan aralarına, bodrumlarına ve köşe-bucağına çöp yığını gibi fırlatılıp atılmışlardı. Böylece, ulusal önyargılarla dolu İngilizlerin de tanıklık ettikleri gibi, aile ocağına aşırı bağlılıkları, aile yaşamlarındaki kalenderce neşe ve temizlikleriyle tanınan binlerce İrlandalı aile, kendilerini birdenbire günah ve kötülüğün kucağında buldular. Erkekler, şimdi, çevredeki çiftliklerde iş aramak zorunda kalıyorlar ve ancak günlük iş bulabildikleri için en düşük ücretle çalıştırılıyorlardı. Bu nedenle, "bazan işe gidip-gelmek için uzun bir yolu yaya yürüyorlar, sırsıklam oluyorlar, büyük sıkıntı çekiyorlar ve sonu gelmeyen hastalık ve yokluk içine düşüyorlardı".[203]

"Kentler her yıl, kırsal kesimin artı-emek saydığı nüfusu kabul etmek durumundaydı";[204] ve insanlar, "hala kentler ile köylerde emek fazlası bulunmasına karşılık, bazı kırsal yerlerde emek kıtlığı ya da böyle bir tehlikenin olmasına şaşıyorlardı".[205] Gerçekte bu gereksinme, yalnız "hasat zamanında ya da ilkyazda ya da tarımsal çalışmaların arttığı bu gibi zamanlarda kendisini gösteriyor, yılın geri kalan zamanlarında birçok emekçi boş kalıyordu."[206] "Başlıca ürün olan patatesin, ekim ayında başlayıp, gelecek ilkyaza kadar süren sökümü dışında ... bunlara iş yoktu."[207] Ve ayrıca, bu hızlı çalışma dönemlerinde bile, "gün kaybına ve her türden iş kesintisine uğruyorlardı".[208]

Tarımsal devrimin bu sonuçları, yani ekilebilir toprakların otlak haline getirilmesi, makine kullanımı, emek-gücünden büyük tasarruf sağlama vb., aldıkları rantları yabancı ülkelerde harcayacak yerde, İrlanda'daki kendi malikanelerinde oturma alçakgönüllülüğünü gösteren örnek toprak beyleri yüzünden daha da yoğunlaşıp artmıştır. Arz ve talep yasasının bozulmaması için, bu beyler, "emekçiye olan gereksinmelerini, neredeyse tamamının ... toprak beyinin istediği anda ve o günlerde, sıradan bir emekçiye ödenen ücretin epeyce altında bir ücretle çalışmak zorunda olan kendi küçük kiracılarından karşılıyorlar ve bu emekçilerin, ekim ve hasat gibi kritik dönemlerde kendi işlerini ihmal etme durumunda kalmaları sonucu uğradıkları zarar ve ziyanı hiç hesaba katmıyorlardı.".[209]

İş güvensizliği ve düzensizliği, sık sık ve uzun süreli işsizlik, nispi artı-nüfusun bütün bu belirtileri, işte böylece Yoksul Yasası dairesinin raporlarında, tarım proletaryasının içinde bulunduğu güçlükler olarak yer alıyordu. İngiliz tarım proletaryasında da benzer görünümlerle karşılaştığımız anımsanacaktır. Ama şu farkla ki, bir sanayi ülkesi olan İngiltere'de, sınai yedek emek-gücü kırsal bölgelerden devşirilir, oysa bir tarım ülkesi olan İrlanda'da, tarımsal yedek emek-gücü kırlardan kovularak kasaba ve kentlere sığınan tarım emekçilerinden devşirilir. Bunların ilkinde, tarım alanındaki fazlalıklar fabrika işçisi olurlar, ikincisinde, kentlere sürülmüş olanlar buralarda ücretler üzerinde bir baskı aracı olmakla birlikte, tarım emekçisi olarak kalırlar ve köylere sık sık iş aramak ve çalışmak için dönerler.

Resmi denetmenler, tarım emekçilerinin maddi durumlarını şöyle özetliyorlar: "Çok idareli bir yaşam sürdükleri halde, ücretleri, ailelerinin yiyecek gereksinmesi ile kiranın ödenmesine kıtı kıtına yetmekte, kendisinin, karısının ve çocuklarının giyinebilmesi için başka kaynaklara başvurmaktadırlar. ... Bu kulübelerin havası, öteki yoksunluklar ile birlikte, bu sınıfı, vereme ve tifüse karşı özellikle güçsüz durumda birakmaktadır."[210] Bu durumda, denetmenlerin ortak ifadelerine göre, bu sınıfın safları arasında koyu bir hoşnutsuzluk egemen olmasına, geçmişin özlemi içerisinde yaşayıp, bugünü lanetlemelerine ve gelecekten umutlarını kesmelelerine, kendilerini, "kışkırtıcıların kötü etkilerine kaptırmalarına", kafalarına tek bir sabit fikrin, Amerika'ya göç etme düşüncesinin yerleşmesine şaşmamak gerekir. Malthus'un her derde deva nüfus azalmasının, yeşil Erin'de [İrlanda. -ç.] yarattığı bolluk ülkesi işte budur.

İrlandalı fabrika işçisinin sürdüğü mutlu yaşamı bir örnek bize gösterecektir: İngiliz fabrika denetmeni Robert Baker, "Kuzey İrlanda'ya yaptığım son gezimde" diyor, "İrlandalı kalifiye bir işçinin, çocuklarının eğitimi için şöyle bir çaba içersinde bulunduğuna tanık oldum. Onun sözlerini burada yinelememin başlıca nedeni, hepsini kendi ağzından dinlemiş olmamdır. Manchester pazarında satılan malların yapımında çalıştırıldığını söylersem, gerçekten kalifiye bir işçi olduğu daha iyi anlaşılır. Johnson: —'Pazartesi gününden cuma gününe kadar, sabah 6'dan gece 11'e kadar çalışırım. Cumartesileri akşam 6'da işten çıkarız, (yemek ve dinlenme için) üç saatimiz vardır. Hepsi beş çocuğum var. Bu işte haftalık kazancım haftada 10 şilin 6 penidir; karım da burada çalışır ve haftada 5 şilin alır. Oniki yaşındaki büyük kızım evi yönetir, yemeği pişirir, bütün işleri o görür. Küçükleri okula o hazırlar. Evin önünden geçen bir kız, sabah beşbucukta beni uyandırır. Karım da kalkar ve birlike çıkarız. İşe gelmeden önce bir şey (yiyemeyiz). Oniki yaşındaki kız, bütün gün küçüklere bakar, biz saat sekizde kahvaltı zamanına kadar bir şey yemeyiz. Sekizde eve gideriz. Haftada bir kez çay içeriz, diğer günler olanaklarımıza göre ya yulaf unu, ya da mısır unu ile yapılmış bulamaç içeriz. Kışın, mısır ununa biraz şeker, biraz su katarız. Yazın, ufacık bahçemize ektiğimiz patatesleri yeriz, bunlar bitince de gene bulamaca devam. Bazan elimize geçerse biraz süt içeriz. Bütün yıl boyunca, pazar günü de, haftanın öteki günleri de bu böyle sürer gider. Geceleri işim bitince daima çok yorgun olurum. Bazan sığır eti de gördüğümüz olur, ama pek seyrek. Çocuklarımizdan üçü okula gider, haftada herbirisi için 1 peni ödüyoruz. Haftalık kiramız 9 peni. Yakmak için turba kömürüne iki haftada bir en az 1 şilin 6 peni ödüyoruz.'"[211] İşte İrlanda'da ücretler, işte İrlanda'da yaşam!

Aslında, İrlanda'daki sefalet, İngiltere'de gene günün konusu. 1866 yılının sonu ile 1867 yılının başında İrlanda'nın büyük toprak sahiplerinden Lord Dufferin, bu duruma The Times gazetesinde bir çare buldu. "Wie menschlich von solch' grossem Herrn!"[14*]

E tablosunda, 1864 yılında, 4.368.610 sterlinlik toplam karın yalnız 262.819 sterlinini, üç büyük artı-değer yapımcısının cebe indirdiğini gördük; oysa 1865'te, 4.669.979 sterlinlik toplam karın 274.528 sterlinini gene aynı üç "perhiz" hokkabazı cebe indirdi; 1864'te 26 artı-değer yapımcısı 646.377 sterline; 1865'te 28 artı-değer yapımcısı 736.448 sterline; 1864'te 121 artı-değer yapımcısı 1.076.912 sterline; 1865'te 150 artı-değer yapımcısı 1.320.906; 1864'te 1.131 yapımcı 2.150.818 sterline, yani neredeyse toplam yıllık karın yarısına; 1865'te, 1.194 artı-değer yapımcısı 2.418.833 sterline, yani toplam yıllık karın yarısından fazlasına ulaşmış bulunuyorlardı. Ama, İngiltere, İskoçya ve İrlanda'da bir avuç büyük toprak sahibinin, toprağın sağladığı yıllık gelirden aldıkları aslan payı o kadar korkunçtur ki, İngiliz devletine yaraşır bilgelikle, kar dağılımında olduğu gibi toprak rantlarının dağılımı konusunda da aynı istatistiki bilgileri çevreye yaymanın uygun düşmeyeceği sonucuna varmışlardır. Lord Dufferin de işte bu büyük toprak sahiplerinden birisi. Bu toprak rantları ile karların "aşırı" olduğunu düşünmek, ya da aşırı zenginliğin, halkın aşırı sefaleti ile ilişkili olduğunu sanmak, kuşkusuz, "kötü niyetli" olduğu kadar "yanlış" bir düşüncedir de. Lord Dufferin olgulara değiniyor; İrlanda'da nüfus azaldıkça, toprak rantları kabarıyor; nüfusun azalması, büyük toprak sahiplerinin yararına olduğu için toprağın da yararına ve dolayısıyla toprağın yalnızca tamamlayıcı bir parçası olan halkın da yararına oluyor. Ve bunlara dayanarak, İrlanda'nın hala daha çok kalabalık bir nüfusa sahip bulunduğunu, göç akımının istenilen hıza henüz ulaşmadığını ilan ediyor. Tam mutluluğa ulaşması için, İrlanda'nın, bir milyon emekçi halkın en az üçte-birinden kurtulması gerekir. Bütün bunlarda, sakın, bu şairane Lord'un, hastası iyileşmedikçe daima kan aldıran ve hastalıkla birlikte hastada kan tükenene kadar bu işe devam eden Sangrado okulu hekimlerine benzediği sonucunu çıkartmayın. Lord Dufferin, iki milyon yerine yalnızca bir milyonun üçte-biri kadar bir kan alma talebinde bulunuyor; gerçekten de bunlardan kurtulmaksızın İrlanda'nın altın çağı gerçekleşemez. Bunun kanıtı da hazır.

1864'TE İRLANDA'DA ÇİFTLİKLERİN SAYISI VE GENİŞLİĞİ[212]
(1) 1 acre'i geçmeyenler
(2) 1-5 acre arasında
(3) 5-15 acre arasında
(4) 15- 30 acre arasında
SayıacreSayıacreSayıacreSayıacre
48.65325.39482.037238.91676.3681.836.310136.5783.051.343
***
(5) 30-50 acre arasında(6) 50-100 acre arasında(7) 100 acre'dan fazla(8) Toplam
SayıacreSayıacreSayıacreacre
71.9612.906.27454.2473.983.88031.9278.227.80720.319.924

1851-1861 arasındaki merkezileşme, ilk üç kalegoriye girenleri, yani 1 acre'ın altındakilerdein ve 15 acre'a kadar olan çiftlikleri yoketti. Her şeyden önce, bunların yokolması gerekiyordu. Böylece, ortaya, 307.058 "fazla" çiftçi çıkar, ve en düşük ortalama 4 kişilik aile hesaba katılırsa bu sayı 1.228.232 kişiye ulaşır. Çok abartmalı bir varsayımla, tarımsal devrimin tamamlanmasından sonra bunların dörtte-birinin yeniden iş bulabileceği kabul edilse bile,. geriye, göç edecek 921.174 kişi kalır. 4, 5 ve 6 kategorileri, 15-100 acre arası çiftlikler, İngiltere'de uzun süredir bilindiği gibi kapitalist biçimde tahıl üretimi için çok küçük, koyunculuk için ise kaybolmak üzere olan miktarlardır. Önceki varsayıma göre, göç etmek üzere ortaya 788.761 kişi daha çıkıyor ve toplam 1.709.532 oluyor. Ve iştah, yedikçe açıldığına göre, büyük toprak sahipleri, çok geçmeden 3,5 milyonluk İrlanda'nın gene sefil olduğunu ve bu sefaletin nedeninin de aşırı nüfus olduğunu keşfedeceklerdir. Demek ki, nüfus seyrekleşmesinin daha da devam etmesi gerekiyor; böylece bu ülke, gerçek yazgısı olan, İngiliz koyun otlağı ve sığır merası olma durumuna ulaşmış bulunacaktır.[213]

Bu berbat dünyadaki bütün iyi şeyler gibi, bu karlı yöntemin de kendi engelleri vardır. İrlanda'da toprak rantı birikimiyle birlikte, Amerika'da İrlandalı birikim atbaşı gider, koyun ve öküz tarafından yurdundan atılan İrlandalı, okyanusun öbür kıyısında bir Fenian[15*] olarak ortaya çıkar ve ihtiyar denizler kraliçesinin karşısında, genç Cumhuriyet, gittikçe tehdidini artıran bir dev gibi yükselir:

Acerba fata Romanos agunt 
Scelusque fraternae necis.[16*]