b. Paranın Devinmesi

Karl Marx
[22*]

Emeğin maddi ürünlerinin dolaşımlarını sağlayan değişme biçimi, M—P—M, meta biçiminde belli bir değişim süreci başlatmasını, ve gene bir meta biçiminde o süreci sona erdirmesini gerektiriyor. Bu nedenle, metaın hareketi bir devredir. Öte yandan, bu hareket biçimi, parayla yapılan bir devreyi engeller. Sonuçta, paranın, çıkış noktasına dönmesi şöyle dursun, ondan sürekli olarak daha çok uzaklaşır. Satıcı, paraya, metaının bu dönüşmüş biçimine, sıkı sıkıya sarıldığı sürece, bu meta hala başkalaşımının birinci evresindedir ve yolunun ancak ilk yarısını tamamlamış haldedir. Satıcı, süreci tamamlar tamamlamaz, satışını bir satınalmayla bütünler bütünlemez, para, tekrar sahibinin elinden çıkargider. Dokumacının İncili satınaldıktan sonra daha fazla keten bezi satması halinde, paranın tekrar eline döneceği gerçektir. Ama bu dönüş, ilk 20 yarda keten bezinin dolaşımı nedeniyle değildir; bu dolaşım, paranın İncil satıcısının eline geçmesiyle sonuçlanmıştır. Paranın dokumacının eline dönüşü, dolaşım sürecinin yeni bir meta ile yenilenmesi ya da yinelenmesi ile olmuştur, ve yenilenen bu süreç, bir öncekinin varmış olduğu aynı sonuçla sona erer. Demek ki, metaların dolaşımı ile paraya doğrudan verilen hareket, başlangıç noktasından sürekli olarak uzaklaşan bir hareket biçimini alır, ve bir meta sahibinin elinden bir diğerinin eline geçecek şekilde bir yol izler. İşte izlediği bu yol, onun devinmesidir (currency, cours de la monnaie).

Paranın devinmesi, aynı sürecin sürekli ve tekdüze yinelenmesidir. Meta daima satıcının elindedir; para, satınalma aracı olarak daima alıcının elindedir. Ve para, metaın fiyatını gerçekleştirmekle, satınalma aracı olarak hizmet eder. Bu gerçekleşme, metaı, satıcıdan alıcıya devreder ve parayı, alıcının elinden satıcının eline geçirir; ve orada da yeniden aynı süreç bir başka meta ile devam eder. Paranın devinmesinin bu tek yönlü niteliğinin, metaın hareketinin iki yönlü niteliğinden ileri gelmesi gerçeği, ilk anda görülmeyen bir durumdur. Meta dolaşımının kendi niteliği; bu karşıt görünüşü doğurur. Metaın ilk başkalaşımı, yalnız paranın hareketi ile değil, metaın kendi hareketi ile de açıkça görüldüğü halde, ikinci başkalaşımda hareket, tersine bize yalnız paranın hareketi olarak görünür. Dolaşımının ilk evresinde meta, para ile yer değiştirir. Bunun üzerine, meta, yararlı nesne niteliğiile dolaşım alanından çıkar, tüketim alanına girer. [75] Şimdi onun yerine elimizde, değer-biçimi olan para vardır. Dolaşımın ikinci evresine artık kendi doğal biçimi altında değil, para-biçimi altında devam eder. Bunun için, hareketin sürekliliği yalnızca para tarafından sağlanıyor ve meta yönünden bir karşıt niteliğin iki sürecinden oluşan aynı hareket, paranın hareketi sözkonusu olduğu zaman, daima bir ve aynı süreçtir, her yeni meta ile sürekli bir yer değiştirmedir. Böylece, metaların dolaşımının meydana getirdiği sonuç, yani hir metaın yerini bir başkasının alması, metaların biçim değiştirmesi yoluyla değil de, daha çok kendi içlerinde hareketsiz görünmelerine karşın, bir dolaşım aracı olarak iş yapan para yoluyla, metaları dolaştıran ve bunları kullanım-değeri olmadıkları ellerden kullanım-değeri oldukları ellere aktaran ve paranın doğrultusuna sürekli olarak karşıt doğrultudaki bir eylemle gerçekleşiyormuş gibi görüntü alır. Aslında para, sürekli olarak, metaları dolaşımdan çeker ve onların yerine geçer, ve bu yolla sürekli olarak başlangıç noktasından daha çok uzaklaşır. İşte bunun için, aslında paranın hareketi metaların dolaşımının bir ifadesi olduğu halde, gerçekte bunun tersi oluyormuş gibi gelir; metaların dolaşımı, paranın hareketinin sonucu imiş gibi görünür. [76]

Gene, dolaşım aracı olarak paranın işlevleri, yalnızca metalarının değerlerinin onda bağımsız gerçeğe sahip olmalarından ötürüdür. Bundan dolayı, dolaşım aracı olarak onun hareketi, gerçekte, yalnızca biçim değiştirmekte olan metaların hareketidir. Paranın devinmesinde bu gerçeğin kendisini açıkça göstermesi gerekir.[23*] Örneğin keten bezi, böylece, her şeyden önce, kendi meta-biçimini, para-biçimine dönüştürür. İlk başkalaşımının ikinci ucu, M—P, para-biçimi, daha sonra son başkalaşımının ilk ucu, P—M, gerisin geriye İncile dönüşüm halini, alır. Ama biçimin bu iki değişiminden herbiri, meta ile para arasındaki bir değişim ile, bunların karşılıklı yer değiştirmeleri ile gerçekleşir. Aynı paralar satıcının eline, metaın elden çıkartılmış biçimleri olarak gelirler ve onu, gene o metaın mutlak olarak elden çıkartılabilir biçimi olarak terkederler. Böylece iki kez yer değiştirirler. Keten bezinin ilk başkalaşımı bu paraları dokumacının cebine koyar, ikincisi ise cebinden çıkartır. Aynı metaın geçirdiği iki ters değişme, aynı paranın karşıt yönlerde iki kez yinelenen yer değiştirmesinde yansır.

Tersine, başkalaşımın yalnızca bir evresi gerçekleşse, ortada yalnızca satışlar ya da yalnızca satınalmalar olsa, aynı para, yalnızca bir kez yer değiştirir. İkinci yer değiştirmesi daima metaların ikinci başkalaşımını, para biçiminden geriye dönüşünü ifade eder. Aynı paranın yer değiştirmesinin sık sık yinelenmesi, yalnızca tek bir metaın geçirdiği başkalaşımlar dizisini yansıtmakla kalmaz, ama aynı zamanda genellikle metalar alemindeki sayısız başkalaşımların birbirini sarmalamasını da yansıtır. Bütün bunlar, kuşkusuz, yalnızca incelemekte olduğumuz metaların basit dolaşımı için sözkonusudur.

Dolaşıma ilk adımını atan ve ilk biçim değişikliğini geçiren her meta, bunu, yalnızca tekrar dolaşımın dışına düşmek ve yerini başka metalara bırakmak için yapar. Para ise, tersine, dolaşım aracı olarak, sürekli olarak bu dolaşım alanının içinde kalır ve bu alan içersinde hareket eder. Burada şöyle bir soru ortaya çıkar: bu alan sürekli olarak ne kadar parayı emer?

Belli bir ülkede, her gün aynı anda ama farklı yerlerde sayısız tek yönlü meta başkalaşımları, ya da bir başka deyişle, sayısız satış ve sayısız alış olur. Metalar, her şeyden önce tasarımda, fiyatlarıyla belirli para niceliklerine eşitlenmiştir. Ve para ile metalar şimdi incelemekte olduğumuz dolaşım biçimi içerisinde, bir tanesi satınalmanın olumlu kutbunda, diğeri satışın olumsuz kutbunda olmak üzere her zaman maddi olarak yüzyüze geldikleri için, gerekli dolaşım aracı miktarının, bütün bu meta fiyatlarının toplamı ile önceden belirlendiği açıktır. Aslında para, gerçekte, meta fiyatlarının toplamıyla önceden düşünsel olarak ifade edilmiş bulunan altın niceliğini ya da toplamını temsil eder. Bu iki toplamın eşitliği bu nedenle apaçıktır. Bununla birlikte, metaların değeri sabit kaldığı halde, onların fiyatlarının (paranın maddesi) altının değeri ile değiştiğini, altının değerinin düşmesine orantılı olarak yükseldiğini, altının değerinin yükselmesine orantılı olarak düştüğünü biliyoruz. Şimdi, eğer altının değerindeki bu gibi yükselmeler ya da düşmeler sonucu meta fiyatlarının toplamında düşme ya da yükselme olursa, dolaşımdaki para miktarının da aynı ölçüde artması ya da eksilmesi gerekir. Bu durumda dolaşım aracının niceliğindeki değişikliğe, bizzat para neden olmaktadır, gene de bu, onun dolaşım aracı olma işlevinden dolayı değil, değer ölçüsü olma işlevinden ileri gelmektedir. Önce, meta fiyatları, paranın değeriyle ters yönde değişir ve daha sonra da dolaşım aracı miktarı, meta fiyatları ile aynı yönde değişir. Örneğin, eğer, altının değerinin düşmesi yerine, değer ölçüsü olarak gümüş onun yerine geçseydi, ya da gümüşün değerinin yükselmesi yerine altın onu değer ölçüsü olmaktan sürüp çıkarsaydı, tamamen aynı şey olurdu. Bir durumda, eskiden dolaşımda olan altından daha fazla gümüş, öteki durumda, eskiden dolaşımda olan gümüşten daha az altın dolaşımda yer alırdı. Her durumda da, para maddesinin değeri, yani değer ölçüsü olarak hizmet eden metaın değeri bir değişiklik geçirir, ve buna bağlı olarak da değerlerini parayla ifade eden meta fiyatları ile, işlevi bu fiyatları gerçekleştirmek olan dolaşımdaki para miktarı da değişirdi. Dolaşım alanında, altının (ya da genellikle para maddesinin) belli değerde bir meta gibi girebileceği bir aralık bulunduğunu görmüş bulunuyoruz. Bunun için, değerin bir ölçüsü olarak para, işlevine başladığında, fiyatları ifade ettiğinde, değeri zaten belirlenmiştir. Şimdi, eğer değeri düşerse, bu gerçek, ilk kez, üretimlerinin kaynağında değerli madenlerle doğrudan trampa edilen meta fiyatlarında meydana gelen değişme ile kendini belli eder. Bütün diğer metaların büyük bir kısmı, özellikle uygar toplumların iyice gelişmemiş aşamalarında daha uzun süre değer ölçüsünün artık eskimiş ve hayali değerleri ile belirlenmeye devam edeceklerdir. Ne var ki, bir meta ötekini ortak değer-ilişkisi içerisinde etkiler ve böylece, altın ya da gümüşle ifade edilen değerleri giderek nispi değerleri ile belirlenen oranlarda yerleşir ve bu, bütün meta değerlerinin, parayı oluşturan madenin yeni değeri ile saptanmasına kadar sürer gider. Bu sürecin yanısıra, değerli madenlerin niceliğinde sürekli bir artış olur; bu artışın nedeni, bu madenlerin, üretim kaynaklarında doğrudan trampa edildikleri malların yerini doldurmak üzere durmaksızın akmalarıdır. Bundan dolayı, genellikle metaların gerçek fiyatlarına ulaşmaları oranında, değerlerinin değerli madenlerin düşen değerlerine uygun şekilde belirlenmesi oranında, bu yeni fiyatların gerçekleşmesi için gerekli miktarda maden aynı oranda sağlanmış olur. Yeni altın ve gümüş kaynaklarının bulunmasını izleyen tek yanlı bir gözlemin sonucu, 17. ve özellikle 18. yüzyılda, kimi iktisatçıların, meta fiyatlarının, dolaşım aracı olarak hizmet eden altın ile gümüşün miktarındaki artışın sonucu olarak yükseldiği gibi yanlış bir sonuca varmalarına yolaçmıştır. Bundan böyle, biz de, altının değerinin belirli olduğunu kabul edeceğiz; aslında ise bir metaya fiyat biçtiğimiz zaman, bu değer, o an içindir.

Bu varsayıma göre, dolaşım aracının miktarı, gerçekleşecek olan fiyatların toplamı ile belirlenir. Şimdi eğer bir adım daha atarak her metaın fiyatının belli olduğunu varsayarsak, fiyatların toplamı, kuşkusuz, dolaşımdaki metalar kitlesine bağlı olur. 1 kile buğday 2 sterlin, 100 kile 200 sterlin, 200 kile 400 sterlin vb. iken, satıldığı zaman buğday ile yer değiştirecek para miktarının, buğdayın miktarıyla artması zorunluluğunu kavramak için öyle pek fazla kafa yormaya gerek yoktur.

Eğer metaların kitlesi sabit kalırsa, dolaşımdaki para miktarı, bu meta fiyatlarındaki dalgalanmalara göre değişir. Fiyat değişikliği sonucu toplam fiyatlardaki artış ya da düşüş yüzünden para da artar ve eksilir. Bu sonucun ortaya çıkması için bütün meta fiyatlarının aynı anda yükselmesi ya da düşmesi de gerekmez. Önde gelen bir kısım metaın fiyatlarındaki yükselme ya da düşme, bütün metaların toplam fiyatlarının artmasına ya da azalmasına yettiği gibi, dolaşımda daha çok ya da daha az para bulunmasına yolaçar. Fiyatlardaki değişme, ister meta değerlerindeki fiili değişmeye tekabül etsin ya da yalnızca piyasa-fiyatlarındaki bir dalgalanmanın sonucu olsun, dolaşım aracı miktarı üzerindeki etkisi aynı kalır.

Diyelim ki, aşağıdaki mallar aynı anda farklı yerlerde satılıyor ya da kısmen başkalaşıyorlar: bir kile buğday, 20 yarda keten bezi, bir İncil ve dört galon kanyak. Eğer her kalem eşyanın fiyatı 2 sterlin ise gerçekleşen fiyat toplamı 8 sterlin olur ve dolayısıyla 8 sterlinlik bir para dolaşıma girmek zorundadır. Öte yandan, eğer bu aynı mallar bildiğimiz başkalaşımlar dizisinin, yani 1 kile buğday—2 sterlin—20 yarda keten bezi—2 sterlin—1 İncil—2 sterlin—4 galon kanyak—2 sterlin, bizce çok iyi bilinen bir zincir ise, bıı durumda 2 sterlin, değişik metaları birini ötekinin arkasında dolaştırır ve bunların 8 sterlinlik toplam fiyatlarını ardışık olarak gerçekleştirdikten sonra, ensonu kanyakçının cebinde istirahate çekilir. 2 sterlin böylece dört hareket yapmıştır. Aynı madeni paranın bu yinelenen yer değiştirmesi, metaların biçimindeki ikili değişikliğe, iki dolaşım aşamasından geçerek karşıt yönlerde hareketlerine ve farklı metaların başkalaşımlarındaki içiçeliğe tekabül eder. [77] Başkalaşım sürecini oluşturan sürecin bu karşıt ve birbirini tamamlayıcı evreleri, aynı anda değil, ama ardışık olarak geçmişlerdir. Dizinin tamamlanması için bu nedenle zamana gereksinme vardır. Demek ki, paranın devinme hızı, belli bir madeni paranın belli bir zamanda yaptığı hareketlerin sayısı ile ölçülür. Dört parça malın dolaşımı, diyelim ki, bir gün alsın. Bir günde gerçekleşen fiyatların toplamı 8 sterlin, iki madeni paranın yaptığı hareket sayısı dört, ve dolaşan para miktarı 2 sterlindir. Bu durumda, dolaşım süreci sırasında belli bir zaman aralığı için şu ilişkileri elde ederiz: dolaşım aracı olarak işlev gören para miktarı, meta fiyatları toplamının, aynı ad altındaki paranın yaptığı hareket sayısıyla bölünmesinden çıkacak sonuca eşittir. Bu yasa, genel geçerliğe sahiptir.

Bir ülkede belli bir zaman aralığındaki toplam meta dolaşımı, bir yandan, birçok yalıtık ve eşzamanlı kısmi başkalaşmalardan, her para parçasının, yerini yalnızca bir kez değiştirdiği ya da yalnızca bir kez hareket ettiği, aynı zamanda satınalma olan satışlardan meydana gelmiştir; öte yandan da, bazen yanyana bazen içiçe geçmiş birçok farklı başkalaşım dizilerinden meydana gelmiştir; bu dizilerin herbirinde herbir sikke belli sayıda hareket yapar ve bu sayı, koşullara göre daha büyük ya da küçük olabilir. Aynı ad altında dolaşımda bulunan bütün sikkelerin yapmış oldukları hareketin toplam sayısı bilinirse, o addaki tek bir sikkenin yaptığı ortalama hareket sayısını ya da para devinmesinin ortalama hızını bulabiliriz. Her günün başlangıcında dolaşıma sokulan para miktarı, kuşkusuz, aynı anda yanyana dolaşımda bulunan bütün metaların fiyatlarının toplamı ile belirlenir. Ama dolaşıma giren sikkeler, deyim yerindeyse, birbirinden sorumlu hale gelirler. İçlerinden birisi hızını artırırsa, diğeri ya hızını azaltır ya da dolaşımdan büsbütün çıkar; çünkü dolaşım, tek bir sikkenin ya da unsurun yaptığı ortalama devir sayısı ile çarpımının, gerçekleştirilecek fiyatlar toplamına eşit olan altın miktarını ancak emebilir. Bunun için, eğer ayrı ayrı madeni paraların yaptığı hareket sayısı artarsa, bu madeni paraların dolaşımdaki toplam sayısı azalır. Eğer hareket sayısı azalırsa, toplam para sayısı artar. Dolaşımın emebileceği para miktarı belli bir ortalama dolaşım hızı için bilindiğine göre, belli miktarda bir sterlin altın paranın bu dolaşımdan çekilmesi için aynı miktarda kağıt paranın dolaşıma sokulması yeterlidir, ve bu marifeti bütün bankerler çok iyi bilirler.

Paranın devinmesi, genel anlamda, nasıl metaların dolaşımının ya da onların geçirdikleri karşıt başkalaşımlarının bir yansımasından başka bir şey değilse, aynı şekilde, bu devinmenin hızıda, metaların biçim değiştirme hızını, bir dizi başkalaşımın birdiğeriyle sürekli içiçe geçişini, maddenin hızlı toplumsal değişimini, metaların dolaşım alanından hızla çekilmesini ve yerlerine aynı hızla yenilerinin geçmesini yansıtır. Demek ki, devinmenin hızında, karşıt ve aynı zamanda birbirini tamamlayan evrelerin akıcı birliğini, metaların kullanım-değeri biçiminden değer biçimine dönüşmesinin birliğini, değer biçiminden çıkıp tekrar kullanım-değerine dönüşmesini, ya da satma ve satınalma gibi iki sürecin birliğini görüyoruz. Öte yandan, devinmenin yavaşlaması, bu iki sürecin yalıtık karşıt evrelere ayrılmasını, biçim değiştirmesinde ve dolayısıyla maddenin toplumsal değişimindeki tıkanmayı yansıtır. Dolaşım, tek başına, kuşkusuz bu tıkanıklığın kaynağı konusunda bize bir ipucu veremez; yalnızca olguyu açığa çıkarır. Kamuoyu, devinmedeki yavaşlama ile birlikte dolaşımın çevresinde paranın ortaya çıkışını ve kayboluşunu daha seyrek olarak görür, bu yavaşlamayı, doğal olarak, dolaşım aracındaki nicel eksikliğe bağlar. [78]

Belli bir dönemde dolaşım aracı işlevini yerine getiren toplam para miktarı, bir yandan dolaşımdaki meta fiyatlarının toplamı, öte yandan, başkalaşımın karşıt evrelerinin birbirlerini izleme hızlarıyla belirlenir. Toplam fiyatların ortalama olarak her tek sikkeyle ne oranda gerçekleşebileceği, bu hıza bağlıdır. Ama, dolaşımdaki metaların fiyat toplamı ise, metaların miktarına olduğu kadar fiyatlarına da bağlıdır. Ne var ki, bu üç etmen de, fiyatların durumu, dolaşımdaki meta miktarı ve paranın devinme hızı değişebilir. Bundan dolayı, gerçekleşecek fiyatların toplamı ile bu toplama bağlı olan dolaşım aracı miktarı, bu üç etmenin çeşitli şekillerde biraraya gelmesine göre değişecektir. Bu değişmeler içerisinde, biz, yalnızca fiyat tarihinde en büyük önem taşıyanları gözden geçireceğiz.

Fiyatlar sabit kalırken, dolaşım aracının niceliği, ya dolaşımdaki metaların sayısının artışı ya da devinme hızındaki düşüş, ya da her ikisinin birlikte olmasıyla yükselebilir. Öte yandan, dolaşım aracı miktarı, meta sayısındaki azalış ya da bunların dolaşım hızındaki yükseliş ile birlikte azalabilir.

Meta fiyatlarının genel yükselmesi ile, dolaşımdaki metaların kitlesi, bu metaların fiyatlarının artması oranında azalması kaydıyla, ya da dolaşımdaki metaların kitlesi sabit kalırken, devinme hızının, fiyatlardaki yükseliş ölçüsünde artması kaydıyla, dolaşım aracı miktarı sabit kalır. Dolaşım aracı miktarı, daha çabuk azalan meta sayısına ya da fiyat yükselmelerinden daha çabuk artan para hızına bağlı olarak azalabilir.

Metaların fiyatlarındaki bir genel düşme ile, meta kitlesinin artışı, fiyatlarının düşmesine orantılı olmak kaydıyla ya da dolaşımdaki paranın hızının azalışının aynı oranda olması kaydıyla, dolaşım aracı miktarı sabit kalır. Metaların kitlesinin daha hızlı artması ya da dolaşım hızının azalması, fiyat düşmelerinden daha çabuk olması kaydıyla, dolaşım aracının miktarı artar.

Çeşitli etmenlerdeki değişmeler karşılıklı olarak birbirlerini yokedebilirler ve böylece bunlardaki sürekli kararsızlığa karşın, fiyatların gerçekleşecek genel toplamı ile dolaşımdaki para miktarı sabit kalır; bu nedenle, özellikle uzun dönemleri dikkate alırsak, herhangi bir ülkede dolaşımdaki para miktarının ortalama düzeyindeki sapmalar ilk bakışta umduğumuzdan çok daha küçüktür. Sınai ve ticari bunalımlardan ileri gelen devresel aşırı bozulmalar ve daha ender olarak da para değerindeki dalgalanmalar, kuşkusuz bu kuralın dışındadır.

Dolaşım aracı miktarının, dolaşımdaki metaların fiyatlarının toplamı ile ortalama dolaşım hızı[79] tarafından belirleneceği yasası, şöyle de ifade edilebilir: metaların değerlerinin toplamı ile bunların. başkalaşımlarının ortalama hızı belli ise, para olarak dolaşımda bulunan değerli madenin miktarı bu madenin değerine bağlıdır. Bunun tersine, fiyatların, dolaşım aracının miktarı ile belirlendiği ve bunun da ülkedeki değerli madenlerin miktarına bağlı olduğu düşüncesi yanlıştır; [80] bu düşünce, onu ilk benimseyenler tarafından şu saçma varsayıma dayandırılmıştı: dolaşıma ilk girdikleri zaman metalar fiyattan yoksundu, para da değerden; meta yığınından belli bir kısım, değerli maden yığınından belli kısımla değişilir. [81]